Kayseri Psikolog

Kayseri Psikolog Randevu almak için lütfen formu doldurun.

Depremin Psikolojik Etkileri Nelerdir?

DEPREMİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ NELERDİR?

Deprem oluştuğu şehirlerde yıkımlara neden olurken, insan psikolojisini de yıkıma uğratan doğal bir afettir. Depremler de diğer doğal afetler gibi travmaya neden olabilir ve insanlar duygu, düşünce ve davranış olarak çeşitli tepkiler verebilir. Deprem sonrası gelişen psikolojik tepkiler farklı özellikler gösterebilir. Büyük bir depremden sonra çoğu insan travma ve stres yaşar. Bu insanların büyük bir kısmı ruhsal ve fiziksel olarak etkilenir, ancak bazılarında psikiyatrik bozukluk gelişir.

Depremin şiddeti ve süresi, kişinin böyle bir olaya hazır olup olmadığı, kişilik özellikleri, başa çıkma yöntemleri, yaşanan kaybın anlamı, önceki deneyimler, travma veya ruhsal hastalık öyküsü, sosyal destek vb. değişkenler kişilerin mevcut duruma karşı verdiği tepkiyi etkileyebilir. Deprem gibi bir travmaya maruz kalmak, psikolojik problemlerin ve diğer hastalıkların riskini artırabilir. Afet sonrası psikolojik problemlerin gelişimine katkıda bulunan risk faktörlerinin belirlenmesi, müdahalelerde hangi kişilere öncelik verileceğinin saptanabilmesi için önemlidir.
 

ÇOCUKLARDA DEPREMİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ NELERDİR?

Çocuklar, deprem gibi büyük çaplı bir travmada en savunmasız gruplardan biridir. Bir afetten sonra, farklı gelişim evrelerindeki çocuklar farklı bilişsel, duygusal ve davranışsal tepkiler sergilerler. Çocukların yaşı, cinsiyeti, eğitim düzeyi, gelişimsel özellikleri, tıbbi öyküsü, psikolojik travma öyküsü, afet sonrası yakınların kaybı, sosyal destek eksikliği afetlerin çocuklar üzerindeki etkisini belirleyen faktörlerdir.

Travma sonrası stres belirtileri çocuklarda yetişkinlerden farklı olabilir. Korku, kaygı, sinirlilik, afet sonrası çocuklarda duygusal tepkilerde azalma, güvensizlik, yaşından küçük bir çocuk gibi davranma, önceki gelişim dönemlerine gerileme, anne babadan ayrılamama, uykusuzluk, korkutucu rüyalar, aşırı irkilme tepkisi, çevresiyle ilişkinin bozulması strese bağlı fiziksel belirtiler (anoreksi, mide bulantısı, karın ağrısı, baş ağrısı, halsizlik vb.) görülebilir.

Afetten etkilenen bazı çocuklar, olayı hatırlayamama, kendilerine olayı hatırlatan uyaranlardan kaçınma ve travmayı yeniden yaşama gibi travma sonrası stres belirtileri yaşayabilir. Okul çağındaki çocukların travmatik olayların farkında olma olasılığı daha yüksektir. Okul öncesi ve okul öncesi çocuklar olaya kendilerinin neden olduğunu düşünebilirler.

Okul çocukları ve ergenlerde günlük aktivitelere karşı ilginin azalması, öfke içeren davranışlar, okula gitmek isteksizlik, akademik başarısında düşme, arkadaş ilişkilerinde bozulma görülebilir. Ergenlik dönemi sigara-alkol kullanımı, yıkıcı davranışlar, suça yönelme gibi sağlıksız baş etme davranışları açısından daha riskli bir dönemdir.
 

DEPREMDEN ETKİLENEN ÇOCUKLARA NASIL DESTEK VERİLİR?

Çocukların afet sonrasında öncelikli ihtiyacı kendilerinin ve yakınlarının güvende olduğunu hissetmektir. Bundan dolayı yakınlarının yanında olmaları ve temel ihtiyaçlarının yakınları tarafından karşılanması önemlidir. Yetişkinler mümkün olduğunca sakin, rahatlatıcı ve güven verici olmalıdır. Çocuklar deprem sonrasında yaşadıklarını anlatmaları için desteklenmeli, ancak konuşmak istemezlerse zorlanmamalıdır. Gelişim düzeylerine uygun bir şekilde afet ve etkileri hakkında bilgilendirilmek, yanlış bilgiler düzeltmek, duygularını ifade etmelerini desteklemek gereklidir. 

Normal hayata dönüş sürecinde çocuklara gün içinde yapabilecekleri görevler verilerek sorumluluk almaları sağlanmalı, aileleri ve akranlarıyla iletişimleri güçlendirilmeli, spor ve sosyal etkinliklere katılmaya yönlendirilmeli, okula giden çocuklarda akademik başarı beklentisi bir süre ertelenmelidir. Okul, çocuklar için psikososyal destek merkezi olarak kullanılabilir. Psikolojik ilk yardım ilkeleri okulda uygulanabilir. Depremden fazla etkilenen ve erken dönemde davranış değişiklikleri düzelmeyen çocuklar için bir uzmandan destek alınmalıdır.